ERKEK TAKILARI
GİRİŞ
Takı kullanımı ilk çağlarda başlamıştır. İnsanlar beslenmek için avladıkları hayvanların kemiklerinden tüğlerinden dişlerinden yararlanarak takılar yapmışlardır. İlk takı örneklerine baktığımız zaman taşlardan oyulmuş takılar ve hayvanların artıklarından yapıldıklarnı görmekteyiz. Erkeklerin ilk takı örneklerini de bu tarz takıların oluşturduğu bilinmektedir . Daha sonraları madenlerin bulunmasıyla birlikte metal kullanımının takıya da yansıdığını görmekteyiz. İlk takılar farklı amaçlar için kullanılmıştır; gizli güçlerden ve vahşi hayvanlardan korunmak için, daha sonraki dönemlerde güzelliği tamamlayıcı bir aksesuar olarak kullanılmıştır. Erkeklerin kullandıkları takıların değişik işlevleri vardır; liderlik, rütbe, konum ve statü belirleyici bir yapısı vardır.
Günümüzde erkeler takıları şık bir aksesuar olarak kullanılmaktadır. Artık takı başlı başına bir sektör haline gelmiştir. Bir çok firma hep en iyiyi üretmek için bir yarış içersindedir.
I. BÖLÜM
TAKININ TANIMI VE TARİHÇESİ
1.1TAKININ TANIMI
Takı, kişinin kendisini güzel hissetmek yada güzel göstermek istemesinin dışında, onu taşıyanı kem gözlerden korumak için tasarlanmış bir nesnedir ve bir ilişki kurma biçimidir. Kolye, taç, bilezik, iğne, kemer, yüzük, küpe, halhal gibi formlarıyla Mezopotamya, Mısır, Helen, Etrüsk, Roma krallarının ve egemen sınıfların taktıkları görkemli biçimleriyle din ve devlet gücünün de simgesidir.
Temelde takı, karşıdakini etkilemek ya da taşıyanı gizli güçlerden ve kem gözlerden korumak üzere insan gövdesinin çeşitli bölümlerini süslemek ve bezemek için kullanılır. Bu anlamıyla takı bir arzu olduğu kadar, bir batıl inanç nesnesidir. İğne ve fibula gibi giysileri tutturmaya yarayan, tılsım gibi gövdeyi ve ruhu koruma amaçlı en erken biçimleriyle, altın, gümüş, demir, bakır gibi madenlerden döküm, kazıma, filigran ve granül teknikleriyle yapılmış, üstüne değerli ve yarı değerli taşlar kakılmış daha geç biçimleriyle takılar gövdenin bir uzantısı olarak da değerlendirilir. Bu öyle bir uzantıdır ki, karşı cins ile ilişki kurarken kendini simgesel olarak yüceltmektedir. Başka bir deyişle, takı eşsiz bir "ben” (egosantrik) nesnedir. Kolye, taç, bilezik, yaka iğnesi, bileklik, kemer, yüzük, küpe, at, gemi, halhal gibi Mezopotamya, Mısır, Hellen, Etrüsk ve Roma krallarının ve egemen sınıflarının taktıkları daha karmaşık ve görkemli biçimleriyle takılar din ve devlet gücünün simgeleridir. Bu takılar parlaklıkl
arı ve kıvılcımlarıyla halkın gözünü gerçeklere karşı kör ederek, başını döndürerek egemenlere karşı benzersiz hayranlık ve saygı uyanmasını sağlar. Bu açıdan, takısız egemenliğin olamayacağını da düşünebiliriz. ( www.Motif Handycrafts.htm ) .
1.2. TAKININ TARİHÇESİ
İnsanoğlunun yerleşik düzene geçmesiyle birlikte M.Ö. 7000 ila 5000 yılları arasında taş, hayvan dişleri, kemik, deniz kabukları gibi doğada bulunan her şey, boncuk dizileri, bilezik ve yüzük olarak tasarlanmış ve yaşamda yerini almıştır. Değerli madenlerden takı üretimi yani kuyumculuğun başlangıcı M.Ö. 4000 lere kadar gitmektedir. Ancak bu döneme ait bulgular yok denecek kadar azdır. Buluntular, M.Ö. 3000 yıllarından itibaren Truva ve Alacahöyük gibi merkezlerde takı sanatının teknik ve tasarım olarak çok geliştiğini ortaya koymaktadır.
Ege kıyılarındaki kent devletleri ve Lidya'nın başkenti Sardes kuyumculuğun merkezidir. Takılarda kullanılan birçok figür ve form Artemis ile yakından ilişkilidir. O'nun kutsal hayvanlarından arı, küpelerde, broşlarda ve iğne topuzlarında sıklıkla kullanılmıştır. Hilâl, Artemis'in ay tanrıçası kimliğini yansıtır; küpe ve sarkaçlarda sıklıkla görülür. Atmaca, Tanrıça'nın doğadaki egemenliğinin simgelemektedir. Bitki motifleri bereketle ilgilenmektedir. Antik dönemde de tıpkı günümüzde olduğu gibi, takı ağırlıklı olarak kadınlar için imal edilmiştir. O dönemde erkekler sadece yüzük ve gerektiğinde çelenk takarlardı. Ancak Ortaçağ Avrupa'sında soylu erkeklerin taktığı madalyonlar oldukça dikkat çekmektedir.
Takı da tıpkı giyim kuşam gibi zaman içinde değişime uğramıştır. Örneğin Persler döneminde giyim tarzı değiştiğinden fibulalar ve topuzlu iğneler yerini elbise tokalarına ve apliklere bırakmıştır. Yüzük daha sık kullanılan bir takı haline gelmiştir. Bir çeşit nazarlık olan skarabelerin oynar şekilde yüzüğe monte edilmiş hali, fâni alemde yeniden hayat bulmayı sembolize etmektedir. Küpe, gerdanlık ve sarkaçlarda yarı değerli taşlar ve cam kullanımı artmıştır, böylece takılarda renk olgusu hakimiyet kazanmıştır. Bu dönemde Lapseki, kuyumculukta altın çağını yaşamıştır. Takı üzerinde üçgen ve baklava deseni ağırlık kazanmıştır. Üçgen, Persler'in tek tanrılı dininde dünyanın anası Anahita, ışık ve doğruluk ilkesi Ahuramazda ve kötülük ilkesi Ahirman'ı temsil etmektedir. Bereket sembolü ise bir süre için nar olarak sitilize edilmiştir. Telkâri tekniğiyle takı üretimi de bu dönemde başlamıştır.
Helenistik Çağ'la birlikte yeni motifler ortaya çıkmıştır. Herakles düğümü ve aşkı simgeleyen Afrodit, takıların başlıca konusu olmuştur. Aşk; kuş ve mersin ağacı motifleriyle betimlenmiştir. Yarı değerli taş kullanımı artmış ve takı biçimleri de çeşitlenmiştir. Küpe, çelenk, diademler, saç iğneleri, gerdanlıklar,göğüs süsü ve saç fileleri gündeme gelmiştir.
Anadolu'nun Roma eyaleti olmasıyla birlikte takıda da merkez Roma olmuştur. Bu dönemde küpe ve yüzükler çeşitlenmiştir. Motif olarak, imparatorluk sikkesi ve madalyonu bolca kullanılmıştır. Ancak mitolojik figürler bu dönemde de yerini hala korumuştur.
II. BÖLÜM
ERKEK TAKILARI VE ÇEŞİTLERİ
2.1 ERKEK TAKILARI
Takı denilince ilk akla kadınlar gelse de erkeklerin de kendine özgü sade aynı zaman da sıra dışı takıları vardır. Ve günümüzde erkeklerin takı kullanımı yaygınlaşmaktadır. Özellikle son zamanlarda metroseksüel erkekler modern takılar kullanmaktadırlar. Bunun yanında dikkat çekmek için Kimi hiphopçular gibi ellerini kollarını zincirle dolar kimi şovalye yüzük takar, küpe. piercing takmaktadır.
Resim 1: Kolye
Erkeklerin takıyla tanışmaları ilk çağlara kadar gitmektedir. Tarihte bütün uygarlıkların erkekleri en az kadınlar kadar takı düşkünü olmuşlardır. Mesela, doğu dünyasının erkekleri boyun bandı, küpe, bilezik ve yüzük kullanmaktadır, Anadolu’da Lydia askerleri pişmiş toprak küpe takmışlardır. Yine, Lydia Dönemi’nde rahipler gerdanlık, küpe ve bilezik takmışlardır. 547’de Anadolu’yu ele geçiren Persler ile birlikte erkeklerin kullandığı takılar da artmıştır. Ortaçağ döneminde soylu Avrupalı erkeklerin taktıkları madalyonlar, küpeler ve yüzükler kullanmışlardır. Osmanlı padişahları da takı ve mücevhere düşkünlerdi. Örnekleri kısıtlı olan erkek takıları, kadınlarınkine kıyasla daha yalın ve sade olmalarına rağmen her dönem varlıklarını hissettirmişlerdir. Erkeklerde takı, ancak 19. yüzyılda İngiliz muhafazakarlığı dünyaya hakim olunca küçülüp ortadan kalkmıştır (www.hürriyet.com).

Resim 2: Osmanlı Erkek Takısı Resim 3: Erkek Takıları
2.2 ERKEK TAKI VE AKSEURLARI
Çoğunlukla erkek dünyası renksiz ve sade bulunur ama öyle aksesuarlar vardır ki, görenleri hayranlık içersinde bırakır.
Günümüzde şıklık denildiğinde akla sadece kadınlar gelmektedir. Erkekler de en az kadınlar kadar giyimine ve aksesuarlarına önem vermekte ve ayrıntılarla ilgilenmektedir. Erkek aksesuarları kadınlarınkinden biraz farklıdır . Kolyelerin yerini kravat iğneleri, bileziklerin ise kol düğmeleri almaktadır. Ereklerin şıklığı ayrıntılarda gizlidir.
Şimdilerde bu aksesuarlar neredeyse her mağazada karşımıza çıkmaktadır. Kravat iğneleri ve kol düğmelerinde metal ve altın ışıltıları bazen bir arada bazen de tek tek kullanılmaktadır. Kartvizitlik, sigara tabakası gibi ürünler ise işlemeleri ile göz doldurmaktadır.
2.3 ERKEK TAKI ÇEŞİTLERİ
Erkeklerin kullandıkları takıları şu şekilde sıralayabiliriz; yüzükler, kolye ve kolye uçları, küpeler, saatler, künye ve bileklikler, piercingler. kol düğmeleri, kravat iğneleri, Pazubendler, muskalar, tesbihler
2.3.1 Genel Erkek Takıları
Erkeklerin genel olarak kullandıkları takılar; yüzükler, kolye ve kolye uçları, küpeler, saatler, künye ve bileklikler, piercingler.
2.3.1.1 Yüzükler
Yüzükler erkeklerin en çok kullandığı takıların başında gelmektedir. Nerdeyse erkeklerin tamamında görmek mümkündür. Nişan ve düğünlerde takıldığı için ve evliliği simgeleyen resmi bir yanı da vardır. Bu sebeplerden dolayı kullanımı yaygındır.
Erkek aksesuarlarının vazgeçilmezi olan yüzüğün bir çok çeşidi vardır. Türkiye de televizyonun en etkili reklam aracı olmasından dolayı, yüzük modasını da belirleyen bir tarafı vardır. Özellikle son dönemlerde tv dizilerinde sıklıkla gördüğümüz yüzükler çok moda olmuştur.

Resim 4: Savatlı Şövalye Yüzüğü Resim 5: Mühür Yüzük
Yüzüğün birden fazla işlevi vardır. Ancak; yüzüğün en eski amacının süs eşyası olduğu sanılmaktadır. Bunun dışında belli amaçlar için kullanılan yüzükleri sıralamak istersek; Mühürler, anahtar yüzükler, ünvan belirten yüzükler, evlilik ve nişan yüzükleri, mevki belirten yüzükler, okçu yüzüğü. Bunların dışında bir diğer grupta ise sahibinin ismini belirten yüzükler bulunmaktadır. Yani hediyeler, İthaflar mezara ait olanlar.

Resim 6: Alyans Resim 7: Alyans
Yüzüklerde malzeme olarak sarı renkte soylu bir metal olan ve binlerce yıl hiç modası geçmeyen altın kullanılmıştır. Değerinin yüksekliğine oranla alçak gönüllü ve yumuşak başlı, işlemesi kolay bir metaldir. Bir diğer materyalde gümüştür.

Resim 8: Erkek Şovalye Yüzük
Gümüş, altına oranla daha inatçı ve işlenmesi daha zordur. Bronz, demir, cam, kemik, fildişi, amber gibi malzemelerden de yüzük yapıldığı görülmektedir. Elin üst kısmında görsel bir estetik koyan yüzük, iki bölümdür. Parmağın alt kısmını kavrayan düz halka ve üst kısımda "Yüzük taşı" olarak tanımlanan kısım, ki burada işleme genellikle yüzüğün kimliğini vermektedir. Yüzüğe kıymetini ve niteliğini veren bu kısımdaki değerli veya değişik malzemeden yapılan kabartma veya kazıma ile işlenmiş yüzük taşları başlı başına incelenebilir. Yüzük kaşlarında yer alan yüzük taşları küçük boyutta olmalarına rağmen büyük işçilik sergilerler (www.kadınmagazin.com).

Resim 9: Savat Uygulanmış Yüzük Resim 10: Erkek Şovalye Yüzük Resim 11: Alyans
2.3.1.2. Kolye Ve Kolye Uçları
Kolye kelimesi her ne kadar boyun takılarının tümüne veriler bir isim olarak algılanmaktaysa da, gerçekte bu takı grubunun sadece bir cinsini belirtemektedir. Genellikle tek öğeli boyun takılarına kolye , boynu saran takılara boyunluk , çok öğeli olanına da gerdanlık denilmektedir. Çeşitli halka ve formlarından oluşan öğesiz zincirler de kolye grubuna girerler. Kemik, deniz ve akarsu hayvanlarının kabuklarından yapılanlar ilk örneklerdir. Daha sonra altın, gümüş, tunç, yarı kıymetli ve kıymetli taşlar ve camında ilavesi ile çok çeşitli kolye tipleri oluşturulmuştur. Önceleri yalın olarak kullanılan metale değerli taşların ilave edilmesi ile zengin görüntüler meydana gelmiştir. Ayrıca altın tozu kaplama terrakotta tanelerde kullanılmıştır. Her çağda çeşitli malzemelerden ve çeşitli tiplerde yapılan boncuklar özellikle Helenistik ve Roma dönemlerinde altın tellerle bağlanarak takılarda kullanılmıştır. Fayans, cam, yarı kıymetli ve kıymetli taşlardan altın, gümüş tunç boncuklar çok çeşitli biçimlerde çok yaygın ve bol olarak kullanılmıştır (Ankara Anadolu medeniyetleri müzesi).
Resim 12: İlkel Taş Kolye Resim 13: Erkek Kolye Ucu
Erkelerde kolyeden çok zincir kullanımı yaygındır.özellikle son dönemlerde hiphop kültüründen dolayı gençler uzun kalın ve değişik şekillerde zincir kullanmaktadır.

Resim 14: Erkek Kolye Resim 15: Erkek Kolye
2.3.1.3 Küpeler
Küpe denince akla ilk olarak kadınlar gelse de günümüzde küpe takan erkeklerin sayısı da gün geçtikçe artmaktadır ama hala kırsal kesimlerde ve geleneklerine bağlı olan toplumlarda küpe takanlar dışlanmaktadır ve küpelilere değişik anlamlar yüklenmektedir.
Son yıllarda bölgedeki kent merkezlerinde sosyal yaşamda hızlı değişimler yaşanırken, gençlerin buna bağlı olarak kılık ve kıyafetlerindeki değişimin özellikle yaşlılar tarafından benimsenmediği ortadadır. Saç uzatan ya da küpe takan gençlerin tamamına yakının çevredekilerin "Erkek adam saç uzatmaz, küpe takmaz” gibi alaycı tavırlarıyla karşılaştıkları, bazılarının baskıya dayanamayıp saç uzatmaktan veya küpe takmaktan vazgeçtikleri görülmektedir.

Resim 16: Erkek Küpe
Erkekler neden küpe takar ve toplumun çeşitli kesimlerinde bu nasıl algılanır. İnternette, çeşitli forum sitelerine baktığımızda ön plana çıkan ilk tepki, küpe takan erkeklerin eşcinsel olduğu ve küpe takmanın delikanlılığa sığmadığı şeklinde olduğunu görüyoruz.. Küpenin sağ ya da sol kulağa takılmasına da aktif ya da pasif eşcinsel anlamını yüklenmektedir.
Eşcinsel olmayıp farklı amaçlarla küpe takan erkekler de vardır. İmaj adına küpe takan erkek sanatçılar, marjinaller, toplumsal değişiklik isteyen isyankar ruhlu delikanlılar bu şekilde sınıflandırılabilir. Küpe takan erkeklere en fazla tepkiyi ise ülkücü gençlik, Güneydoğu insanı ve muhafazakârlar göstermektedir.
Buna karşılık Osmanlı’nın görkemli padişahları arasında sayılan Yavuz Sultan Selim’in küpe taktığı bilinir. Selim’in küpe takmasının öyküsü de şöyledir. Yavuz Sultan Selim Mısır seferinde bütün kölelerin kulağında küpe olduğunu görür ve nedenini sorar. Küpe takmanın, kölelerin efendilerine hizmet etmesinin simgesi olduğunu öğrenir ve "Ben de Allahın ve İslamın kölesi ve hizmetkârıyım” diyerek küpe takmaya başlar. Ancak Yavuz Sultan Selim’in bu hareketi, diğer Osmanlı padişahlarında ve çeşitli İslam cemaatlerinde gelenek haline gelmemiştir.

Resim 17:Yavuz Sultan Selim
Bir de bazı marjinaller vardır. Kulağına küpe takıp her şeyi bildiklerini iddia ederler. Bu tipler denizciler arasında çok sevilmez. Çünkü denizci geleneğine göre, hak etmeden kulağa küpe takanlara zıpır denir.
Denizciler için, dünyanın en zor iki burnu vardır. Güney Amerika’daki Horn Burnu ve Güney Afrika’daki Ümit Burnu. Amerika kıtasının keşfedilmediği, dolayısıyla da Horn Burnu’nun bilinmediği dönemde Ümit Burnu’nu geçmek, bir denizci için ulaşılabilecek en büyük onur mertebesiydi. Öyle fırtınalar estirirdi ki Ümit Burnu, orayı geçebilen denizciler cesaret simgesi olarak, madalya gibi kulaklarına küpe takardı. Ümit Burnu’nu aşmadan küpe takanların foyası, denizci barlarında ortaya çıkarılıp, alaya alınmaktadır (www.akşamgazetesi.com) .

Resim 18: Erkek Küpe
Anadolu’nun bazı yörelerinde de bunlara benzer örnekler vardır: özellikle Güney Doğu Anadolu bölgesinde ilk erkek çocuk ölünce ondan sonra doğan erkeğin iki kulağına da küpe takılmaktadır.
2.3.1.4 Saatler
Saatler günlük yaşamın bir parçasıdır. Erkek için önemli bir aksesuardır. Taşıyanın kişiliğini yansıtır. Saatler klasik ve sportif olarak ikiye ayrılır.

Resim 19: Erkek Saat Resim 20: Erkek Saat
Saatlerin bir çok fonsiyonları vardır. Artık saatlerde bütün özellikleri görmek mümkün örneğin denizciler ve dalgıçlar için derinliği ve sıcaklığı gösteren saatler vardır. Bunun yanında hesap makinesi , uzaktan kumanda, fotoğraf makinesi, hafıza hatta cep telefonu gibi bir çok fonksiyonu bir arada görmek mümkündür .Tabi bunun yanında eski değerini koruyan ve ağır bir havası olan köstekli saatler de vardır.
Resim 21: Köstekli Saat
2.3.1.5 Künye Ve Bileklikler
İlk örnekleri taştan yapılmış olup masif altın bilekliklerin yanı sıra tunç üzeri altın kaplama veya yalnız gümüş ve tunç, daha sonra da camdan yapılmış bilekliler bulunmaktadır. Erkeklerin eski dönemde taktıkları bileklikler, üzerlerindeki heykel ve kabartmalardan anlaşılmaktadır. (Ankara Anadolu medeniyetleri müzesi)

Resim 22: Taş Bileklik
Erkekler için bileklik önemli aksesuarlar arsında yer alır. Yine bütün takılar da olduğu gibi künye bileklik ve bileziklerde kadın üstünlüğü hakimdir.

Resim 23: Bileklik
Erkeler künye takmaya isimli bileklikler ile çok küçük yaşta başlamaktadır. Doğumdan sonra çocuğa isimli künye hediye etmek bazı yörelerde gelenek haline gelmiştir.

Resim 24: Bileklik
Günümüzde artık bir çok firma ve özel tasarımcılar erkek bilerlikleri üzerine, değişik materyaller kullanarak farklı modeller ortaya koymaktadırlar.
Resim 25: Bileklik
2.3.1.6. Piercingler
Son dönemlerde kullanımı yaygınlaşan piercingler daha çok 15-25 arası gençlerde daha yaygındır. Bir takım tabuların yıkılamamasından dolayı bizim toplumumuzda piercing takanlara karşı farklı bir bakış açısı vardır.
Yapılan araştırmalar sonucunda piercing hemen hemen tüm kabilelerde kullanılmaktadır. Farklı amaçlarının yanı sıra acıya dayanma gücünü ölçmede bile kullanılır. Piercing çoğu toplumda ergenlikten erkekliğe geçişin simgesidir.

Resim 26: Piercing

Resim 27: Piercing
Mayalı soylular dillerini ve genital organlarını yine dini törenlerde kan akıtmak amacıyla deldiriyorlardı. Kuzey Amerikalı yerliler de göğüs piercing’lerinden asılarak dini törenlerde farklı bilinç düzeylerine ulaşmak isterlerdi.
Asya’da şamanlar dini törenlerde transa geçmenin göstergesi olarak yanak ve dillerine geçici piercing uygulamaktaydılar. Yine Sufiler, Hindistan, Sri Lanka ve Malezya’daki Hindular da aynı amaçla piercing’e başvurmaktadırlar.

Resim 28: piercing
Kama Sutra’da tanımlanan piercing’i, Batılı toplumlarda önce hayat kadınları kullanmıştır. İngiltere’de Victoria Dönemi’ndeki (1819-1901) dergilerde kadınlarda meme başı piercing’lerine rastlanılır. Dönemin en popüler cinsel organ piercing’i ise adını Kraliçe Victoria’nın eşi Prens Albert’ten alan yöntem: Prens Albert, dönemin modası dar pantolonlardan giyip, iyi görünmek için de penisin ucuna takılı halkayla penisini pantolona asmaktaydı.

Resim 29: Piercing Resim 30: Piercing
İkinci Dünya Savaşı’ndan kısa süre sonra Almanya’da dil, meme ucu ve dudaklara piercing’ler sıkça yapılmaya başlanmıştır. Piercing’e sıklıkla dövme eşlik etmektedir. 1970’lerin sonlarına doğru dövme ve piercing Avrupa’da yeniden doğmuştur. Piercing, ABD ve İngiltere’de homoseksüel ve sado-mazoşistler arasında da yayılmıştır.

Resim 31: Piercing
Müzisyenler ve film yıldızlarından da rağbet görmüştür. Son 20 yıldır ABD, İngiltere, Fransa, Almanya başta olmak üzere Batılı ülkelerde giderek artan oranda rağbet görmeye başlamıştır. Sadece marjinallerin tercihiyken, ergenler arasında giderek daha fazla popüler olmuştur. Türkiye’ye de ulaşmış ve özellikle büyük kentlerde yayılmıştır.
Kulak: Kulağın 12 farklı yerine yapılmaktadır. En fazla bilinen ve uygulanan piercingtir.

Resim 32: Piercing
Burun kanatları: Orijini Hindistan ve Güney Asya’dır. Batı toplumlarında moda olduğu için yapılmaktadır.

Resim 33: Piercing
Burun kökü: Orijini Avrupa ve Kuzey Amerika’dır. 20’nci yüzyılda gelişmiştir.
Kaş: 20’nci yüzyılda gelişmiştir. Avrupa ve Kuzey Amerika kökenlidir.
Dil: Kökeni Mayalar, Şamanlar ve Hindulardır. Dini törenlerde, kalıcı olmayan piercing’lerin tersine Batılı toplumda delindikten sonra mücevher takılmaktadır.

Resim 34: Piercing
Göbek: Mısır’da asalet simgesi olarak rahipler ve aristokratlara özgü olduğu yönünde mitler vardır. Ancak 20’nci yüzyılda Avrupa ve ABD’de yayılmıştır.

Resim 35: Piercing
Kadın genital organları: Dış ve iç dudak, klitorise takılmaktadır. Orijini 20’nci yüzyılda Avrupa ve ABD’de gelişmiştir.

Resim 36: Piercing
Erkek genital organları: Penis ve testisler olmak üzere 9 ayrı bölgeye takılmaktadır. Kimileri zenginlik ve erkeklik simgesi olarak, kimileri partnerini cinsel olarak uyarmak ve zevk vermek için, kimileri ereksiyonu kolaylaştırmak için kullanmaktadır. Dekoratif amaçla kullananlar da vardır. Her noktanın farklı bir orijini vardır. Endonezya’dan Arap ülkelerine, Eski Roma’dan Yahudilere kadar yaygın bir kullanım alanı vardır (www.haberarşivi.com).

Resim 37: Piercing
2.3.1.7. Rozetler
Rozet, kurumsal kimliğin entegre bir parçasıdır. Takı kalitesinde yapılmış bir rozet küçük yada büyük her çalışanın yakasında güzel bir aksesuar olarak bulunabilir. Firma logosu veya özel bir mesaj kurumsal ruhu güçlendirir ve firma çalışanlarının güvenini artırır.

Resim 38: Rozetler
Rozetler, başarıyı ödüllendirir, emeği temsil eder. Yıllarca süren bir çalışmanın bir ödülü veya belirli bir hedefe ulaşmanın ödülü olarak verilen rozetler, çalışanın firma içerisindeki onurunu yükseltmek için güzel armağandır.
Rozetler ideal hediye veya hediyelik eşyalardır. Takı kalitesinde yapılmış bir rozet mükemmel bir hediyedir. Birçok insan çocukluğunda rozet biriktirmeye başlar ve bu hobiye sadık kalırlar tesadüfen değil, birçok rozet biriktirilmeye değecek sanat eserleridir (www.pinsource.com).

Resim 39: Panda Resimli Rozet
2.3.2. Erkeklere Özgü Takılar
Sedece erkelerin kullandıkları takılar; . kol düğmeleri, kravat iğneleri, Pazubendler, muskalar, tesbihlerdir
2.3.2.1. Kol Düğmeleri
Kol düğmesi, erkek takıları içinde en dikkat çekeni ve en zarif olanıdır. Kol düğmeleri tıpkı kravat gibi çeşitlidir. Erkekler için önemli bir yeri vardır genellikle ortaya yaştaki kişiler kullanır. Değerli madenler ve taşlar kullanarak yapılmaktadır. Özel günlerin vazgeçilmez takısıdır.

Resim 40: Renkli Kol Düğmesi Resim 41: Kalpli Kol Düğmesi
Kol düğmesi için gömleği de iyi seçmemiz gerekmektedir, özellikle manşeti uzun gömlekler kol düğmelerini daha iyi gösterir. Kol düğmelerin de erkek şıklığının gizli şifreleri bulunmaktadır.
Resim 42: Kol düğmesi Resim 43: Kol düğmesi Resim 44: Çelik Kol Düğmesi Resim 45: Kol Düğmesi
2.3.2.2. Kravat İğneleri
Kravat resmiyeti çağrıştırır. Kravat iğneleri daha çok orta yaşlara hitap etmektedir. Parlak dikkat çekici madenlerden yapılır, üzerinde ustalıkla işlenmiş kalem desenleri bulunabileceği gibi mineli, savatlı taçlı, vb. tekniklerde uygulanır.

Resim 46: Kravat İğnesi
Genç kuşak arasında kullanımı yaygın değildir. Ağır bir havası vardır. Şıklığın bütünleyici öğelerinden biridir.

Resim 47: Kravat İğnesi
2.3.2.3. Pazubend
Kolun üst kısmına takılan genelde metalden yapılan bir banttır. Pazubendin içerisine hastalıklara ve nazara karşı dualar yazılmaktadır. Bu özelliği ile bir muska misyonu taşır. Pazıbentler; gümüş kakmalı, mıhlamalı, kalem veya savat teknikleri ile yapılmaktadır. Mıhlama tekniği uygulananlarda mercan, akik, zümrüt ve firuze gibi değerli taşlar kullanılmaktadır.
Pazıbentlerin içinde her zaman yazı bulunmayabilir. Seyahat eden kimse gideceği yerde geçimini sağlaması için pazıbentlerin içerisine altın veya değerli taşlar koymaktaydılar (Ankara medeniyetler müzesi).
2.3.2.4. Muskalar
Boyuna takılı geometrik şekillerden oluşan bir takım muhafazalardır. Muskalar insanların maddi manevi dileklerinin gerçekleşmesi için kullanmış oldukları takı çeşididir. Muska kelimesi Türkçe’ye Arapça’dan geçmiştir. Muskalar genellikle gümüşten ve deriden yapılmıştır.
Muska, genellikle olası bir hastalıktan korunmak veya tedavî amacıyla yazılarak taşınır. Çoğunlukla üçgen biçiminde meşin, teneke, gümüş ve altın kalplar içine konarak boyna asılır ya da kola takılır. Dört köşeli veya kalp biçiminde kaplara da konan hamail, bütün İslâm dünyasında yaygın biçimde kullanılmaktadır.
Hamaylılar da muskalar gibi aynı amaçla kullanılmıştır. Hamaylılarda muskalar gibi geometrik şekillerden yapılmıştır. Tek farkı üçgen biçimlileri yoktur. Kadınların kullandıkları hamaylılarda birkaç sıra dizilmiş zincirlerin uçlarına asılmış gümüş paralar bulunmaktadır.
Başlangıçta tılsım amaçlı kullanılan muska ve hamaylılar zamanla bu özelliklerini kaybetmiş ve bir takı unsuru olarak kullanılmaya başlanmıştır (www.medyumca.com).
2.3.2.5. Tesbihler
2 bin 800 yıllık bir geçmişi olan tesbih Osmanlılar zamanında bir sanata dönüştürülmüştür. Tesbihler her dinde kullanılmaktadır.
Tesbihi ilk olarak m.ö. 800’lü yıllarda Hintli rahipler ,Brahmanlar çekmiştir. Daha sonra m.ö. 600’da Budist rahipler, 100 ve katları şeklinde çekmiştir. Tesbihin ana yurdunun Güney Asya olduğu bilinmektedir.Hindularda 100, Yahudilerde 10, Hıristiyanlarda 5, Müslümanlarda 33 sayısı, tesbihteki tane adetini şekillendiren kilit sayılardır. İslam da namaz ve zikir tesbihleride farklıdır.Tesbihte başlarda amaç saf bir kalple yaratıcıya yönelmeyi sağlamaktır. Tabi isteyen yine boş zamanlarında stres atmak için 33’lük tasbih çekmektedir. Bu durumda tesbihi kötülüklerden ve sıkıntılardan sakınılmayı arzulayarak çekmek gerekir.

Resim 48: Akik Tesbih
Tesbih farklı maddelerden yapılabileceği gibi bu çeşitler içersinde taş, metal veya ağaç ta olabilir. Osmanlılarda 17. asırda tesbih yapma sanatı 19. yy zirveye ulaşmıştır. Osmanlı padişahları yakut, elmas, zümrüt gibi çok değerli taşlardan yapılmış tesbihleri kullanmışlardır. Tesbih elmas, yakut, zümrüt, firuze, inci, oltu, mercan vb. gibi değerli mücevher ve madenlerden yapılabilir.Yörelere göre farklılık gösterir mesela Erzurum’da ençok oltu taşından tapılan tesbih tercih edilir.

Resim 49: Oltu Taşlı Tesbih
Yer altı dünyasında delikanlılığın simgesi yani vazgeçilmezidir. Tesbihli delikanlılık, kabadayılar için bir güç gösterisidir. Son dönemdeki tv dizilerinde bu durum açıkça gözükmektedir. Üstelik tesbih çekmek belli anlamlara gelmaktadir. Örneğin tesbih çekerken birini dinlemek sadede gel ve beni iyi dinle anlamına gelirken , tesbih sallamak umursamazlığın ve vurdumduymaz bir yaklaşımın ibaresi yani ben senden daha güçlüyüm anlamına gelmektedir.

Resim 50: Kristal Kuvars Tesbih
Günümüzde mankenlerden pop yıldızlarına pek çok kişi tesbihi aksesuar olarakta kullanmaktadır. Bazı manken ve şarkıcıların tesbihi kolye olarak taktıklarını görmekteyiz. (Sabah aktüel Pazar)

Resim 51: Kırmızı Mercan Tesbih